Ekonomistlerden faiz indirimi ve dolar yorumu: Acı reçete büyüme için

dunyadan

Aktif Üye
Ekonomistlerden faiz indirimi ve dolar yorumu: Acı reçete büyüme için
Merkez Bankası, eylül ayında 100, ekim toplantısında da 200 baz puan olmak üzere, 2 ayda 300 baz puanlık faiz indirimi yaptı. Ekim ayı toplantısında 50-100 baz puanlık indirim bekleyen piyasalarda sürpriz, hatta şok etkisine sebep olan 200 baz puanlık indirim daha sonrasında dolar kurunda beklenenin üzerinde yükseliş yaşandı ve dolar kuru 9,60 TL’ye kadar yükseldi.

Ekonomi çevreleri, dolar kurundaki yükselmenin maliyeti artırarak toplamda enflasyona olumsuz etki yapacağına dikkat çekerken, Merkez Bankası açıklamasında, alınan kararların enflasyonu kalıcı olarak düşürmeyi amaçladığı vurgulandı. Açıklamada “TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden kuvvetli göstergeler oluşup orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir” denildi.

Açıklamada ayrıca fiyat istikrarının sağlanması ile yatırım, üretim ve istihdam artışının sürdürülebilir hale gelmesi için uygun zemin oluşacağına da vurgu yapıldı. sonucun ardından dolar yükseldi, düşüş beklenen borsada da çıkış yaşandı. Borsa endeksindeki bu yükseliş, son bir ayda Türkiye’ye gelen ve 5 milyar dolara varan yabancı sıcak paranın borsaya girmeye başlaması olarak değerlendirildi.

ENFLASYONDA ORTA VADE HEDEFİ


MB’nin sonucunın orta vadede enflasyonu düşüreceğine dair ifadesini değerlendiren ekonomistler, önceliğin enflasyonu düşürerek refahın sağlanması olduğunu ifade etti. Ayvansaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emre Alkin, faiz indirimiyle hızlı yükselen dolar kurundaki artışın enflasyona yansıyacağını ifade etti. Beklentinin politika faizleri düştüğünde kredi faizlerinin düşmesi olduğunu ifade eden Alkin borçlanma maliyetleri sebebiyle beklenen bu düşüşün gerçekleşmediğini dile getirdi.

Merkez Bankasının bu sonucundan daha sonra “Yıl sonuna kadar faiz indirimlerinin etkisini izleyip 2022’ye yön vereceğiz” benzeri bir açıklama beklediğini dile getiren Alkin “Merkez Bankası, büyümeyi ivmelemek için bu sonucu alıyor. Yani büyüme artacak, gelirler artacak. Fakat evvela yapılması gereken enflasyonu düşürmenin öncelik halini alması. Ancak seçime kısa süre kalmışken, bu yönde karar beklemiyorum” dedi. Ekonomist Prof. Burak Arzova da enflasyonun düşürülmesinin ilk hedef olması gerektiğini ifade ettiği açıklamasında “İçeride alım gücü yükselmezse, satışı artan ihracatçının iç piyasa satışları düşecek, bu da vergi gelirleri dahil bütün kalemleri etkileyecektir” ifadesini kullandı.

ALMANLAR ENFLASYONA, TÜRKLER DOLARA BAKAR

Merkez Bankasında bakılırsavden alınan 2 başkan yardımcısı ile bir Para Politikası Kurulu (PPK) üyesinin faiz indirimine karşı, atananların indirimi savunanlar olması sebebiyle faiz indirimi beklediğini, ancak 200 puanın herkese sürpriz olduğunu söyleyen Prof. Burak Arzova, şunları söylemiş oldu: İndirim bekliyordum ama dolar yükselirken 200 baz puan beklemiyordum. Bu karar ihracatla büyüme yolunda kararlılığı içeriyor. İhracat artacak, ithalat pahalı olduğu için azalacak, cari açık düşecek ve büyüme gerçekleşecek. Ancak buradaki sorun vatandaşın alım gücünün de düşmesi. İhracatçı dışarı daha oldukca satacak ama içeride de kendisini döndürmesi gerek. İç piyasada satışlar düşecek, geliri azalacak. Öte yandan satışlar azalınca vergi gelirleri düşecek. Her ürün için geçerli bu söylemiş olduklerim.

Türkiye‘deki dolarizasyon konusunda görüşünü sorduğumuz Prof. Arzova, bu konuda da şunları söylemiş oldu: Evet. Ülkelerin ekonomik hassasiyetleri var. Almanlar enflasyonun ‘e’sine tahammül edemez. ABD’de perakende satış rakamları oldukca önemlidir. Bizde ise dolar her şeydir. İnsanlar dolarla maaş almasa da, maaşını alınca dolar alır. Dolarla işi olmayan bile kur yükselince fiyat artırır. Çünkü bu ülke 1994’te doları önemsemedi, kriz yaşadı. 2001’de bir gecede yüzde 30 devalüasyon gördü. Bu yüzden hassas. Onun için kurun dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Kısa süre önce bizde de hızlı düşürülen faiz daha sonrası, 4-5 puan birden artırmak zorunda kalındı. Bu yüzden ilk hedef enflasyonu düşürmek olmalı. Yüksek kur, düşük alım gücü sürdürülebilir değil.


Nureddin Nebati, “Türkiye devleti vatandaşın yanındadır ve fiyat artışlarının vatandaşa yansımaması için gerekli adımları atmaktadır” dedi.

TÜRKİYE DEVLETİ VATANDAŞ VE REEL SEKTÖRÜN YANINDADIR


Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, Merkez Bankası’nın sıkı parasal duruşun, ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığını gördüğü için, reel sektörün bu durumdan olumsuz etkilenmemesi için gerektiği gibi faiz indirimine gittiğini söylemiş oldu.

Bu yolla sektörün önündeki finansman sorununun çözümüne katkı sağlanacağını söyleyen Nebati “Emtia tutarlarındaki sert yükselişler, enerji tutarlarındaki artışlar, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki yükselişler, uluslararası ölçekte üretici ve tüketici tutarlarının yükselmesine yol açmaktadır. Her zaman olduğu gibi Türkiye devleti vatandaşın yanındadır ve fiyat artışlarının aynı ölçüde vatandaşa yansımaması için gerekli adımları atmaktadır” dedi.

CANAN ERASLAN

Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.