Kitap Eleştirisi: Jonathan Abernathy Sen Naziksin, Molly McGhee

Rüyasında aklına bir çözüm gelir ama kendi bilinçaltından bir çözüm çıkmaz. Bunun yerine bu rüya, hem şirket hem de hükümet olabilecek gizli bir teşkilat tarafından hayata geçirildi. Abernathy’de kendi saflarına katılma potansiyelini veya çaresizliğini görüyorlar. Uyandığında, bu kurumun talihsiz bireylerin “iç huzursuzluklarına” ilişkin “denetimler” yürüttüğünü öğrenir; bu, “çalışanlar için katı duygusal yönetimi temsil eden bir hizmettir.” Abernathy, yaşam masraflarına bağlı olan bilimkurgu benzeri sözleşmeli işçiler sınıfına kabul edilir: öğrenci kredileri, hastane faturaları ve polis raporları, onların hırslarını ve trajedilerini yakalayan ve onları bu uyku çalışmasına bağlayan evraklardır.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “rüya incelemecileri” ekibinin bir üyesi olan Abernathy, işverenleri tarafından “kompulsif meşguliyetleri, endişeli özlemleri, endişeleri, üzüntüleri veya kırgınlıkları” nedeniyle rapor edilen Amerikan vatandaşlarının rüyalarına girmekle görevlendirildi. “; ve üretkenliklerini artırmak umuduyla bu bilinçsiz kalıntıları süpürmek. David Graeber’in “Bullshit Jobs” adlı kitabında orta düzey yönetim çalışanlarının yer aldığı “Başlangıç” filmini hayal edin.

Bu evrende rüyalar yalnızca yoruma konu değildir; Onlar gerçek hayatın kalıntılarıdır, uyuyan bir zihne düşen uyandırıcı gölgelerdir. McGhee, kalp kırıklığı ve kederin nasıl işlediğine dair acı tatlı bir gerçeği ortaya koyuyor. Dinleyiciler hayallerini emerek insanları boş bırakırlar; boşanma ya da ölüm gibi korkunç ama önemli bir şeyi unutmuş olmanın verdiği nahoş duygu dışında, onları kırık ama bütün bırakan bir keder.

Abernathy bu gizemli organizasyon için ne kadar uzun süre çalışırsa, kendini kandırma konusunda o kadar umutsuzluğa kapılır. Duygusal ihtiyaçları duygusal zekasını aşar ve her ikisi de karşılayamayacağı lüksler haline gelir. Üstü ve mahkûm arkadaşı Kai’nin dostluğunu ve komşusu Rhoda’nın sevgisini özlüyor. “Korku satan bir şirkette çalışabilir Ve İyi bir arkadaş, dost canlısı bir insan, iyi bir adam olabilir,” diye umuyor Abernathy.

McGhee’nin yazıları, Abernathy’nin borçlarından oluşan “ekosistem” gibi, bir bataklığın kasvetli atmosferine sahip; sanki insan onun karakterleriyle birlikte romanın dibine batabilirmiş gibi bir his veriyor. Belki de bu yüzden anlatı, Abernathy’nin gördüğü ve bildiği yüzeye bağlı olarak hafif bir hızla ilerliyor ki bu pek de fazla değil.