Kitap eleştirisi: Michael Wolff’un “Düşüşü”

Biz o ayakkabıların düşmesini beklerken, Murdoch’un eski model Jerry Hall’la olan dördüncü evliliği sona eriyor ve ikinci evliliğinden olan çocuklarla (James, Lachlan ve Elisabeth) ilişkileri sürekli bir değişim halinde. Bir buçuk ay süren anlatıda alay edilecek kadar drama yok, bu yüzden Wolff, saray entrikaları ve aile işlev bozukluklarının daha önceki bölümlerini yeniden ele alıyor ve Fox’un Trump dönemindeki küçük bir geçmişini sunuyor.

Bu yıllarda Trump’ın yükselişinin yanı sıra Roger Ailes’in düşüşü ve Murdoch’un film ve haber dışı televizyon varlıklarının Disney’e satışı da görüldü. Wolff’un anlatımına göre, Murdoch’un imparatorluğu içinde Fox’u zehirli, son derece kârlı bir kişisel derebeylik olarak yöneten Ailes, taciz ettiği ve aşağıladığı kadınlar tarafından değil, diğer kardeşleriyle birlikte her biri 2 dolar kazanan Rupert’ın oğulları tarafından alaşağı edildi. Disney anlaşmasında milyar ABD doları.

Kan davalarının nedeni, soylu liberal değerleri ile Fox’un savaşçı muhafazakarlığı arasındaki uyumsuzluktu. Burada yaygaracı bir idealist olarak tasvir edilen James’in, istasyonu “iyilik için bir güç” haline getirmek istediği söyleniyor. Wolff, bu duyguyu Murdoch çocuklarının “Fox markasıyla garip bir şekilde anlaşmazlığa düştüğünün” kanıtı olarak neredeyse bir can alıcı nokta olarak ele alıyor.

Bu aynı zamanda Wolff’un siyasetini Reagan ve Thatcher’ın modeli olarak nitelendirdiği Rupert için de geçerli: “genelde sol karşıtı, iş dünyası yanlısı, takım elbise ve kravat tarzı şeyler.” Ailes’in yönetimi altında Fox News başka bir şeye, bir kültür volkanına dönüştü. Genellikle popülist olarak görmezden gelinen paranoya ve ırksal düşmanlık. Wolff’un Carlson hakkındaki sayfaları, çoğu zaman anlayışlı olsa da, Carlson’un çekiciliğinin ne kadarının beyaz ırk üstünlüğünü savunanların açık diline dayandığını geçiştirme eğilimindedir. Ancak Fox’un, Dominion anlaşmasının bir parçası olarak Carlson’u kovarak “kendisine karşı liberal davayı etkili bir şekilde kabul ettiğini” söylerken haksız değil.

Bu sayfalarda Murdoch’un defalarca Trump’a yönelik küçümseyici ifadeleri (“aptal”, “aptal”, “sadece deli”) ifade ettiği aktarılıyor. “Düşüş”ün asıl teması, eski başkan ile onun fiili propaganda kolu olarak hizmet eden ağ arasındaki uçurumdur. “Kim daha büyüktü?” Medya tarihinin en güçlü adamının iradesiyle (ve parasıyla) desteklenen Fox tekeli mi, yoksa dünyanın en ünlü adamı haline gelen eski başkan ve televizyon kişiliği mi?