Taarruz artsa da Türkiye kuvvetli

dunyadan

Aktif Üye
Taarruz artsa da Türkiye kuvvetli
Pandemide yakaladığı büyüme oranlarıyla dünyanın biroldukça ülkesine ve bölgesine fark atan Türkiye ekonomisi, bu yıl ciddi toparlanma işaretleri veriyor. Faiz indiriminin ardından başlayan döviz hareketi ve büyükelçilerin bildirisiyle yaşanan siyasi gerilim, felaket tellallarını harekete geçirse de; rakamlar ve gerçekler bambaşka bir tablo ortaya koyuyor.

Son 12 ayda Türkiye, 212,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek bu alanda rekorlar kırmıştı. Söz konusu rakam ile Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı pay, cumhuriyet tarihinde ilk defa bu ay yüzde 1’in üzerine çıktı. 20 trilyon dolarlık dünya ihracat pastasındaki payını hızla artıran Türkiye; yükselen döviz kurlarından da bulduğu destekle üretim ve istihdam odaklı büyüme modelinde hızla ilerliyor. Bu çerçevede dünya ihracat pastasından yüzde 1 gibi psikolojik, kritik ve motive edici bir pasta yakalandı. Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı pay 1980’de yüzde 0,14, 2000’de yüzde 0,43 seviyesinde bulunuyordu.

CARİ AÇIK VE BÜYÜME

Pahalı döviz sebebiyle ithalat da cazibesini gün geçtikçe kaybediyor. bu biçimdece ülkenin cari açığı da kapanıyor. Son açıklanan ağustos rakamlarına bakılırsa, cari işlemler hesabı ağustosta 10 ayın ardından ilk defa 528 milyon dolar fazla verdi. Yıllık cari işlemler açığı da 23 milyar dolarla 13 ayın en düşük seviyesine geriledi. 2021’e 35 milyar dolarla başlayan cari açık, 8 ayda 12 milyar dolar geriledi.


Bu yıl turizm gelirlerindeki artış ve ihracattaki kuvvetli seyrin desteğiyle cari dengede iyileşme eğiliminin devamı öngörülüyor. Pandemide dünyanın yeni üretim ve lojistik üssü konumuna gelen Türkiye ekonomisi, bu sene birinci çeyrekte yüzde 7,2, ikinci çeyrekte yüzde 21,7 büyümeyi başardı. Yıllık büyüme beklentileri de yüzde 9’un üzerinde bulunuyor. Türkiye bu büyüme performansıyla, G20 ülkeleri içinde ikinci sırada bulunuyor.

SANAYİDE TOPARLANMA

Türkiye İstatistik Kurumu tarafınca açıklanan son rakamlara nazaran; ağustosta, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi de, geçen yılın aynı ayına nazaran yüzde 13,8 yükseldi. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde; madencilik ve taş ocakçılığı sektörü yüzde 9,4, imalat sanayi sektörü yüzde 14,2, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 9,4’lük artış kaydetti. Sanayi üretimindeki bu artış, Kapasite Kullanım Oranı rakamlarına da pozitif yansıyor.

TCMB tarafınca açıklanan son verilere gore; imalat sanayii genelinde kapasite kullanım oranı, ekimde yüzde 78 oldu. İmalat sanayiinde faaliyet gösteren iş yerleri ile yapılan bu ankete bakılırsa, kapasite kullanım oranı, yıla 75 seviyelerinden başlamıştı. bu biçimdece burada da 3 puanlık artış yaşandı.

BÜTÇE, AB’DEN İYİ


Türkiye’de bütçe açığının GSYH’ya oranı; 2013’ten 2016 yılına kadar yaklaşık yüzde 1 seviyesinde kalmıştı. Düşük kamu borcu, bu zamanda Türkiye piyasalarını destekleyen önemli bir unsur oldu. 2017 yılında bütçe açığı yüzde 1,5 olurken, 2018’de yüzde 1,9’a, 2019’da yüzde 2,9’a, 2020’de pandeminin de etkisiyle yüzde 3,5’e genişledi. Bu yılda yüzde 3,5 civarında bir açık bekleniyor. Bu açık, Batı ülkeleri ile kıyaslandığında gayet düşük kalıyor.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine bakılırsa; 27 üyeli AB’de 2019’da yüzde 0,5 olan bütçe açığı oranı, 2020’de yüzde 6,9’a yükseldi. ‘Avro Bölgesi’nde ise yüzde 7,2’ye çıktı. AB üyesi ülkeler içinde 2020’de bütçe açığı oranı en yüksek ülkeler; yüzde 11 ile İspanya, yüzde 10,1 ile Malta, yüzde 9,7 ile Yunanistan, yüzde 9,5 ile İtalya, yüzde 9,4 ile Belçika, yüzde 9,2 ile Fransa ve Romanya, yüzde 8,9 ile Avusturya oldu.

“DAHA İYİ OLACAK”

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, eylül ayında ihracatçıların Türk bayrağını 218 ülke ve bölgede dalgalandırdığını belirterek “170 ülkeye de ihracatımızı artırma başarısı gösterdik. İnşallah 2026’da, beş sene gibi kısa bir müddetde 300 milyar dolara ulaşacağız. Bu rakamı ekonomik verilere, dünyadaki gelişmelere dayanarak ifade ediyoruz. İhracat ailesi olarak, bu badirelerin sonunda aydınlık bir geleceğe ulaşacağımızın farkındalığıyla, üretime ve ihracata ara vermeden, katma değere, markaya, teknolojiye, inovasyona odaklanarak yarınlara hazırlanıyoruz. Umudumuz yüksek. Çünkü biliyoruz ki Türkiye yükselecek” diye konuştu.

“GÜVENİMİZ TAM”


İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da arasında bulunulan dönemle ilgili olarak “Sanayide geçtiğimiz senenin son döneminden başlayarak artan bir öz güven artışı var. Özellikle ihracat tarafında Türkiye’ye, Türkiye’nin tedarik gücüne dönük ilgi, biroldukca sektörümüzde sanayiye bakış açısının daha pozitif enerjiye dönmesine ciddi katkı sağladı. Rakamlar da, yeni yatırım arzu ve gayretleri de bunu gösteriyor. Yaşadığımız bu hassas dönemde sanayi, ciddi anlamda istihdam ve vergi gibi farklı değerler de oluşturuyor. Bu rüzgarı iyi değerlendirmemiz lazım. Daha nitelikli ve daha kuvvetli bir pazar gücü oluşturabiliriz” ifadelerini kullandı.

Ö. Faruk BİNGÖL

Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.